Bitkilerin Yan Etkileri
Bitkilerin Yan Etkileri
Rahatsızlıklara ve hastalıklara karşı şifalı bitki çaylarının kullanımı, en eski ve en çok kullanılan yöntemdir. Çay içimi, sanki tümüyle zararsızmış gibi algılanır genellikle. Ama unutulmamalıdır ki, sentetik ilaçlara kıyasla daha hafif ve yan etkisiz olsalar da, şifalı bitkiler de etkili maddeler içerirler. Özellikle uzun süreli kullanımlarda bu özellik önem kazanır. Bilinçli kullanıldıklarında hiçbir zararlı etki oluşturmayan bazı bitkiler, uzun süreli kullanımlarda, mide, bağırsak, böbrek ve idrar kesesi tahrişlerine yol açabilirler. Her bitkinin tanıtımında ve önerilen reçetelerde, olası yan etkilere değinmek gerekir. Bu kitapta önerilen dozajlara ve kullanım biçimlerine uymaya özen göstermeniz bu bakımdan çok önemlidir! Kronik hastalıkların tedavisinde uyguladığınız bitki çayı kürlerine zaman zaman 1-2 haftalık aralar vermeniz doğru olur. Gebelik döneminde ise, doktor tarafından özellikle önerilmedikçe, müshil, uyarıcı veya idrar arttırıcı bitki karışımlarının çayları kesinlikle içilmemelidir!
Tüm bunlara karşın, hiçbir rizikosu olmayan pek çok bitkinin çayını sürekli olarak içebilirsiniz de.
Alerjik Tepkiler
Gitgide daha çok çocuk ve yetişkin, egzama, saman nezlesi, astım veya çeşitli besin alerjileri gibi, alerjik tepkilerin sıkıntısını çekiyor. Günümüze kadar, 20.000 civarında maddenin alerjik tepki oluşturabileceği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Yani, hemen hemen tüm doğal veya yapay maddeler, kullanıldıktan yıllar sonra bile, bağışıklık sisteminin güç kaybına paralel olarak, alerjik tepkiler oluşturabiliyorlar. Kişide alerjik tepkilere yol açan maddelerin saptanabilmesi ise genelde çok zor bir iştir.
Sağlıklı bir insanın güçlü bağışıklık sistemi, zararlı ve zararsız maddelerin farkını kesinlikle saptayabilir. Alerjik bir kişide ise, zararsız ve hatta sağlığa yararlı maddeler bile zararlı olarak belirlenebilir ve organizma, immunglobilin E türü antikorlar salgılamaya başlar.
Bazı şifalı bitkilerin deriye değmesiyle de alerjik tepkiler oluşabilir, ama bu duruma çok ender rastlanır. Şifalı bitki çaylarının kullanımında da, çok ender olmakla birlikte, bağırsak mukozasında alerjik tepkiler oluşabilir. Bu kişilerdeki belirtiler, mide bulantısı, mide ağrısı ve ishal biçiminde ortaya çıkar. Çay içimine son verildiğinde rahatsızlıklar da sona erer.
Alerjik Tepkilere Karşı Bitki Çayları
*Sindirim sisteminin yatıştırılması gerektiğinde, hatmi kökü çayı için.
Yarım veya bir tatlı kaşığı ince kıyılmış kök, bir bardak soğuk suda yarım saat kadar demlendirilir, süzülür ve ılıklaştırılır(37 derece). Günde 2-3 bardak çay yudumlanarak, rahatsızlıklar sona erene kadar içilir.
*İltihap giderici ve şişlikleri yok edici etki içeren mayıs papatyası ve civanperçemi eşit karışımının çayı doğal bir antihistaminikum olarak bilinir. Akut durumlarda bu çaydan, 1-2 saat arayla 1 bardak içiniz.
Eşit bitki karışımından 1-2 yemek kaşığı dolusu, 1 bardak kaynar suyla haşlanır, üstü kapalı olarak 10 dakika demlendikten sonra süzülür ve yudumlanarak içilir.
*Isırganotu çayı da bazı alerjik tepkileri yatıştırabilir.
Yarım veya bir tatlı kaşığı ince kıyılmış yaprak, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, 10 dakika demlendikten sonra süzülür ve yudumlanarak içilir. Rahatlık sağlanana kadar, günde 3-5 bardak içilebilir.
Şifalı Bitkilerin Kullanımı
Şifalı bitkilerle tedavi biliminde önemli bir konu da, tedavi edici ilacın hangi yöntemle hazırlanması gerektiğini bilmektir. Yüzyıllar boyunca, iyileştirici özelliklerin etkinliğini açığa çıkarabilmek için, çok çeşitli bitki hazırlama yöntemleri geliştirilmiştir. Doğru bitki seçimi yapıldıktan sonra, en iyi hazırlama yönteminin saptanması gerekir.
Atalarımızın şifalı bitki kullanımında uyguladıkları ilk yöntem, kuşkusuz, taze bitkilerin doğrudan yenmesiydi. Şifalı bitki kullanımının süregeldiği daha sonraki binyıllar boyunca başka uygulama yöntemleri geliştirildi. Ama şimdi bizler, modern farmakoloji biliminin ışığı altında, tedavi için gerekli biyokimyasal maddeleri hangi yöntemlerle en iyi biçimde açığa çıkarabileceğimizi biliyoruz.
Daha önce de değinmiş olduğumuz gibi, bir bitkinin kalitesi, yalnızca içerdiği tüm etken maddelerin sayısı ile orantılı değildir. Sinerjik oluşumlar(bir işlevin yerine getirilmesinde birkaç maddenin işbirliği yapması), iyileştirici bir bütün oluştururlar ve oluşturulan bu bütün, parçalarının sayısından daha üstündür. Bitkilerin kullanıma hazırlanma aşamasında eğer bu bütün bozulur veya yitirilirse, iyileştirici gücün önemli bir bölümü de yitirilmiş olur. Bitkilerin kullanıma büyük bir dikkat ve bilinçle hazırlanmaları çok büyük önem taşımaktadır.
Bitkilerin tanıtıldıkları bölümde hep kullanım biçimlerinden söz edilecek, ama genelde ayrıntılara girilemeyecektir. İşte biz burada bu boşluğu doldurmaya çalışacağız. Bazı bölümlerin tam anlamıyla anlaşılabilmesi için, konuyu tüm ayrıntılarıyla açıklayan ilgili bölümlerin dikkatle okunması gerekiyor!
Okuyucuya kolaylık sağlayabilmek amacıyla, uygulamaları iki ayrı bölümde ele alacağız: İçten kullanımlar ve dıştan kullanımlar.