Arama

enfeksiyonunun bulaşma  yolları

 

Bu enfeksiyonda bulaş yolları endemisitesine göre değişiklik göstermektedir:

1-Perinatal (vertikal) bulaşma; yüksek endemik bölgelerde (kronik HBsAg pozitifliği

> %8) yenidoğanlara ana bulaş yoludur. Diğer bulaş yolu ise erken çocukluk döneminde (<10

yaş) horizontal bulaşmadır.

2-Horizontal bulaşma; orta endemik bölgelerde (kronik HBsAg pozitifliği %2-8) ana

bulaş yoludur. Geç  çocukluk döneminde (>10 yaş), adolesanlar ve genç erişkinlerde görülür.

3-Cinsel yol ve      İV ilaç kullanımı ile bulaşma; düşük endemik bölgelerde (kronik

HBsAg pozitifliği <%2) ana bulaş yollarıdır. Riskli erişkinler arasında bulaşma olmaktadır.

 

 

HBV enfeksiyonunun doğal seyrini (siroz ve HSK’e ilerlemeyi) etkileyen etmenler

 

1-Enfeksiyonun alındığı yaş ( yenidoğan, çocukluk ve erişkin dönemi). Enfeksiyon

 

Asya, Sahra-altı Afrika ve gelişmekte olan ülkelerde yenidoğan (vertikal bulaşma) ve

çocukluk (horizontal bulaşma) dönemlerinde bulaşmaktadır; toplumun %5-20’sinde HBsAg

pozitifdir. Batı dünyasında ise erişkin dönemde alınmaktadır; toplumun %0.2-%1’inde

HBsAg pozitifdir.

2-Enfeksiyonun süresi

3-Erkek olma

4-Alkol tüketimi (>50 g  etanol/gün)

5-HCV koenfeksiyonu

6-Delta virus koenfeksiyonu

7-CD4 <200 /ml olması

8-Fibrosis evresi 

9-HBV genotipi

10-Konak faktörleri

 

Kronik HBV enfeksiyonlu hasta popülasyonu içinde inaktif HBsAg taşıyıcılarının

oranı

 

Kliniğe dayalı kohort çalışmalarda (7,9-12), kronik HBsAg taşıyıcılarının ilk karaciğer

biyopsilerinde olguların         ∼%80’inde (%70-89) normal veya minimal hepatite,               ∼%20’inde

(%11-25) kronik hepatite (∼%15 KPH, <%5 KAH) ve <%5 siroza (%0-11) rastlanılmıştır.   

Topluma ve kliniğe dayalı çalışmalarda (9,12), kronik HBsAg taşıyıcılarının ilk karaciğer US

değerlendirmelerinde olguların ∼%1’inde siroza rastlanılmıştır.

Dünyada   ∼400 milyon kişinin HBsAg taşıyıcısı olduğu sanılmaktadır. Bu sayının 

∼300 milyonu inaktif HBsAg taşıyıcısıdır. 

 

Küçük HSK (<5 cm) taramasında AFP ve US’ni yeri (2,3) 

 

Rezeksiyon sınırında (<5 cm Tm) olan HSK’ları US ve AFP’nin saptama duyarlılıkları

farklıdır. US’nin duyarlılığı yüksek (%70-90) olsa da, yalancı pozitiflik oranı da yüksektir

(%28-82). Sirozlularda görülen regenerasyon nodülleri yalancı pozitifliğin ana nedenidir.

AFP’nin duyarlılığı düşük (%50-70) ama, özgüllüğü yüksektir (>%90). NPD yüksek ( >%99),

PPD ise düşüktür (%9-30).     AFP HSK dışında  hepatitler (akut ve kronik) ve gebelikte de

yükselebilmektedir. Tm’ün ikiye katlanma ortanca süresi 4 ay (2-12 ay)’dır. Bu nedenle

periodik taramalar 6 ayda bir önerilmektedir. Periodik taranan olgularda HSK’ların 

>%50’den fazlası rezektabl evrede saptanabilmektedir Gerçekten taramalar için  US ve AFP

kombinasyonu en iyisidir. HSK için yüksek riskli taşıyıcılarda AFP ve USG ile her 6 ayda bir,

düşük risklilerde ise sadece AFP ile yılda bir kez tarama önerilmektedir. Aslında düşük-riskli

hastalarda rutin tarama önerisi için yeterli veri de yoktur; nonendemik popülasyonda (gelişmiş

ülkede yaşayan ve erişkin dönemde infekte olmuş taşıyıcılar) tam HSK riski belirlenmemiştir

ve bu toplumda periodik taramanın önemi de bilinmiyor.  Yüksek riskli HBV taşıyıcıları ise;

1) 40-45 yaş üzerinde olan erkekler, 2) sirozlular, 3) HSK aile öyküsü  olanlar ve 4)

enfeksiyonu perinatal veya çocukluk döneminde almış olanlardır (2,3). Taşıyıcılığın yüksek

olduğu bölgelerde (Sahra-altı Afrika ve Asya) HSK insidansının daha yüksek olmasının

nedeni; enfeksiyonu parinatal dönemde almış olmaları ve enfeksiyonu taşıdıkları yılların çok

uzun (>40 yaş) olmasındandır. Gerçekten HSK gelişebilmesi için yeterli bir süreye sahiptirler.       

 KHB’li hastalarda yıllık HSK gelişme oranı %0.2, HBV-ilişkili sirozlu olgularda ise

yıllık HSK gelişme oranı %2-3’tür (2). KHB’li ve sirozlu olgularda 6 ayda bir USG ve AFP

ile HSK taraması önerilmektedir (2). 

 

Ülkemizde inaktif HBsAg taşıyıcılarında HSK yönünden periodik tarama yapılmalı

mıdır? Yapılacaksa hangi aralıklarla yapılmalıdır? US ve AFP birlikte mi kullanılmalıdır?

Tüm sorular tartışmaya açıktır.          İngiliz-dili medikal literatür taramasında (Medline 1965-

Aralık 2005) inaktif HBsAg taşıyıcılarından HSK geliştiğine ilişkin bir çalışmaya

rastlayamadım. Yalnız HBsAg temizlenmesi olan HBV taşıyıcılarında bile siroz ve HSK

gelişebildiğine göre inaktif HBsAg taşıyıcılarında da gelişmesi olasıdır. Ülkemizde HBV

enfeksiyonu çoğunlukla çocukluk döneminde horizontal yolla ve ikinci sırada da perinatal

yolla alınmaktdır. Bu nedenle ileri yaşta (40 yaş üzerinde ve özellikle  erkek) ve/veya HSK

aile öyküsü olan inaktif HBsAg taşıyıcıları US ve AFP ile her 6 ayda bir taranmalıdır. HSK

aile öyküsü olmayan 40 yaşın altındakilerin ise yılda bir kez US ve AFP ile taranmalalarının

uygun olacağı düşüncesindeyim.

 

 

HBsAg temizlenmesi

 

Topluma ve kliniğe dayalı çalışmalarda (9,10,13,15-18), kronik HBsAg taşıyıcılarında

yıllık spontan HBsAg kaybına ∼%1 oranında rastlanılmıştır. Bu olguların ∼1/3’ünde ise anti-

HBs oluşabilmektedir (9,13,19). Anti-HBe pozitifliği olanlarda, erkeklerde ve ileri yaşlarda

(>40 yaş) HBsAg klirensi daha fazla görülmektedir (17-19). Taşıyıcılarda HBsAg

temizlenmesi ve ayrıca anti-HBs  oluşması bile HBV DNA’nın tam temizlendiği anlamına

gelmemektedir (19). Bu olgularda da siroz ve HSK gelişebilmektedir (19). Bu görüşün tam

tersi olarak HBsAg temizlenmesi büyük oranda vireminin kaybolmasıyla birlikte de

olabilmektedir (17).

Literatürde inakitif HBsAg taşıyıcılarında HBsAg klirensinden sonra siroz ve HSK

geliştiği ile ilişkili bilgi bulunmamaktadır.

HBV enfeksiyonunun genellikle genç erişkin dönemde alındığı Batı ülkelerindeki

inaktif HBsAg taşıyıcılarında yıllık spontan HBsAg temizlenme oranı ∼%1’dir (20). Buna

karşın HBV enfeksiyonun çoğunlukla perinatal veya erken çocukluk döneminde alındığı

endemik bölgelerde ise yıllık spontan HBsAg temizlenme oranı           ∼%0.5 (%0.05-0.8)’dir (20).

Benzer Yazılar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yaz...

İsim :