Arama

ALT BEYİN

 

     - Aslında, beyne bir bütün olarak bakmak gerekir; çünkü beyin hücreleri sürekli olarak birbiriyle bağlantılar ve düşünce devreleri kurarlar. Sağ yarımküre, sol yarımküre ile; alt beyin, üst beyinle sürekli iletişim hâlindedir. Beynin yüzde 72’sini alt beyin oluşturur ve 70 milyar kadar hücreden oluşmuştur. Korteksi “iyi” tanımamıza rağmen, alt beyni daha az tanıdığımız bir gerçektir. Fakat vücudumuzdaki organlarla sürekli iletişim hâlinde bulunduğunu ve bir kumanda merkezi görevi gördüğünü biliyoruz.

     Psikoloji biliminin ortaya çıkışı ile başlayan bilinçaltı, alt benlik, ve süper ego gibi kavramların da bence alt beyinle sıkı bir ilişkisi vardır. Bunun ötesinde; telepati, altıncı his, telekinezi, teleportasyon, sezgi, önsezi, Duyular Dışı İdrak (Extra Sensory Perception) ve hatta inanç gibi olgular bile alt beyinde ortaya çıkıyor olabilir. Bazı ruhsal özelliklere sahip olmamızın kaynağı da bu bölüm olabilir. Daha ileri giderek, içimizdeki Tanrı’yla konuşurken, alt beyinle sohbet ettiğimizi ileri sürmek bile saçma olmayabilir. Hatta belki milyarlarca yıllık evrimin tarihçesini bile bir gün alt beyinden okuyabiliriz. Eğer bu tarihçe genetik şifrelerimize kayıtlıysa...

     IQ testlerinin terk edildiği ve bunun yerine EQ (duygusal zekâ) testlerinin uygulanmaya başlandığı çağımızda, bu önemli zekâ türünün bile alt beyinin fonksiyonları arasında yer aldığı gitgide büyük kabul görmeye başladı. Bunun ötesinde, ruhsal zekâ ile uğraşan bilim insanları çıktı ortaya.

   Vücudun yaşaması bakımından alt beyin için olmazsa olmaz diyebiliriz. Bu açıdan bakınca, alt beyin, üst beyinden çok daha önemli işler yapan bölümdür; fakat düşünen insan hakkında konuşuyorsak; üst beyin için de aynı şeyi söyleyebiliriz.                  

     - Efendim, Descartes insanı bir “sosyal hayvan” olarak görmüş, Freud ise insanı kendi beyninin eseri kabul etmiş ve “Anatominiz kaderinizdir” demiş. Sizce hangisi haklı?

Benzer Yazılar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yaz...

İsim :