Genetik Haritamızdaki Şifreler
GENETİK HARİTAMIZDAKİ ŞİFRELER
- Bu zor görünen sorunun yanıtı çok basit: İkisi de elmanın birer yarısını görmüşler. Yani insan hem içinde yaşadığı toplum kültürünün, hem de genetik şifrelerinin eseridir. Yani insan sosyobiyolojik bir canlıdır.
- Önce biyolojik yönü ile başlayalım isterseniz: Biliyorsunuz genetik şifrelerimiz, 1953 yılından beri yapılan çalışmalar sonucunda çözüldü. Bu sonuç bize insan hakkında neler öğretiyor?
- Özür dilerim ama bu konuyu iyi takip etmediğiniz sorduğunuz sorudan anlaşılıyor! Henüz bir şey çözülmüş değil, sadece 23 çift kromozom içine sıkışmış 30-35 bin kadar genetik dizilimin haritasını çıkardık, o kadar. Bunların tüm şifrelerini filân çözmüş değiliz. Yani sadece DNA molekülleri üzerindeki genlerin sıralanma ve diziliş biçimlerini belirledik ve ne tür bir “alfabe” kullandıklarını görmüş olduk.
Bu bilgi ne işe yarar? Bu, bir insanın kromozom veya DNA yapısını diğer insanların ve canlılarınki ile karşılaştırmaya ve farklılıkları veya benzerlikleri görmeye yarar. Ayrıca, artık kimlik kayıtları belli olan genlerin hangi işleri becerdiklerini yavaş yavaş öğrenmeye yarar. Fakat sorunuzda sözünü ettiğiniz ve şimdiye dek sadece yüzde 5 kadarı çözülmüş olan genetik şifrelerin tümünün deşifre edilmesi için, süper bilgisayarlar bir sürpriz yapmazsa, tahminen 30-35 yıl daha çalışmamız gerekmektedir. Bunlar bilgi dolu şifrelerdir ve döllenme anından ölünceye kadar -sürekli- açılarak, hücreyi yöneten, yenileyen, değiştiren ve kopyalayan “emirler”i, mRNA denen mesajcı moleküller aracılığı ile çekirdek dışına gönderirler. Yani, gözümüzün ve saçımızın renginden tutun da beynimizin ve diğer tüm organlarımızın yapısına kadar bütün biyolojik karakterimizi ve hatta kişiliğimizin bazı parçalarını, bu genetik şifreler tayin ederler.