Addison Hastalığı
Addison Hastalığı
İnsan metabolizmasında hayati önem taşıyan böbreküstü bezleri, her iki böbreğimizin üzerinde bulunan, toplam 5-6 gram büyüklüğünde et parçalarıdır. Bu bezler hayatın devamı için önemli işlevlere sahiptirler. Her iki böbrek bezi de bir laboratuvar gibi çalışır. Ürettikleri damlalar ile ifade edilebilen hormon miktarları sayesinde, bütün vücudun aksamadan çalışmasını organize ederler. Cinsel gelişim, şeker metabolizması, hafıza gibi oldukça geniş bir yelpazede görevli olan bu bezler heyecanlı, tehlikede yada korku dolu olduğumuz anlarda bile vücudumuzu bulunduğumuz ortama hazırlarlar. Arıza yapan bir uçakta, belki bir çatışmanın ortasında vücudumuzda hayati önem taşıyan beyin, kalp ve akciğer gibi organlarımızı korumak için bu bezler o bölgelere giden kan miktarını artırıp, en sık yaralanabileceğimiz kol ve bacaklara giden kan miktarını azaltmakla bile ilgilenirler.
Böbreğimiz, üç çeşit hormonun üretildiği Böbrek üstü bezinin dış kısmı yani Adrenal Kortex, iki ayrı hormonun üretildiği böbreğin iç kısmı yani Adrenal Medula'dan oluşur. Androjen-Östrojenler ( cinsel gelişim için) , Glukokortikoid Hormon (Şeker metabolizması için) ve Mineralokortikoid Hormon ( vücudun sodyum-potasyum dengesinin sağlanması için) gibi vücudun olmazsa olmaz hormonları bu bezlerde, böbreğin kortex kısmında üretilir.
Bu önemli hormonların vücutta miktarının normalden az olması, diğer bir anlamda böbrek üstü bezlerinin yetersiz çalışması önemli sağlık sorunlarına yolaçar. Addison Hastalığı da bunlardan biridir. Addison Hastalığı oldukça sinsi ilerleyen bir hastalıktır ve kişinin hayatını olumsuz etkiler. Hormonlar, insan metabolizmasının binlerce farklı anlamda dengesinin sağlanmasında en önemli unsurlardır.
Addison Hastalığı, vücudun işlevlerini yerine getirirken ihtiyaç duyduğu hormonları yeterli oranda bulamaması sonucunda görülen bir hastalıktır. Addison Hastalığında böbreküstü bezleri yetersiz çalışır. Bütün vücutta görevi olan bu bezlerden üretilen hormonların yetersiz kalması, her hormonun ayrı ayrı işlevlerinden kaynaklanan problemleri beraberinde getirir. Hasta halsiz, bilinci bulanık ve solgun bir cilde sahiptir.
Böbrek üstü bezlerinin az çalışması ya da Addison hastalığı, sıklıkla erken menapoza girenlerde, Tip 1 Şeker Hastalığına sahip kişilerde, Grave's Hastalığında, Troid hastalıklarında ve Pernisiyöz anemiye sahip kişilerde görülür.
Hastalık Belirtileri
Tıbbi Testler Sonucu Bulunan Bulgular
Böbreküstü bezlerinin yetersiz çalışması, bu bezlerde üretilen hormon seviyelerinin kanda düşük düzeyde çıkmasına neden olacaktır. Yapılan testler, hormon seviyeleri ve etki ettikleri metabolizmal faaliyetler ve bu faaliyetlerin sonucunda alınan verilerde değişikliklere neden olabilir. Çıkan test sonuçları uzman bir hekim tarafından dikkatle incelenerek doğru değerlendirilmelidir.
Addison Hastalığı kişinin yaşam kalitesini oldukça düşüren bir hastalıktır. Ancak gelişen tıp sayesinde hastalığın tedavisi son derece iyi düzenlenebilmektedir. Hastalığın tedavisinde en önemli husus eksik olanın yerine konması metodudur. Yani yetersiz hormon miktarlarının yerine eksik olanın konması hastalığın çekilebilirliğini artırır. Hastalık tablosunda en sık, Adrenalin Krizleri tehlike yaratır. Kriz dönemlerinde alınan ilaçların dozları hekim kontrolünde arttırılabilir. İhtiyaç duyulan hormonların yerine konmasının yanısıra, hastalığın karekteristik etkisi düşük tansiyon ile de savaşmak gereklidir. Düşük tansiyon tedavisi, eksik hormon tamamlama tedavisine ek olarak hastaya uygulanır. Hastalığın seyrini psikolojik etkenler tetikleyebilir. Addison Hastalarına acil durumlarda hidrokortizon takviyesi yapılışı öğretilmiştir. Addison hastaları genellikle yanlarında acil durum kartları taşırlar. Acil durumlarda kendilerine doğru tedavinin yapılabilmesi için taşıdıkları bu kartlar, etraflarındaki insanlara yardımcı olur. Hasta kartında kullanılacak ilacın ismi ve dozu belirtilmelidir.
Addison hastaları ilaçlarını düzenli ve önerilen dozda kullanmaya özen göstermelidirler. Şiddetli kusma, vücutta su miktarının artması (ödem) yada aşırı kilo artışları hastalığın sürecini ve tedavisini düzenleyen hekime acilen bildirilmelidir