Arama

GENÇLİK AŞISI BULUNDU MU?

 

     - Bu bağlantıyı yakaladığınıza sevindim. Bakınız: Cal Harley adında bir bilim adamının kurduğu “Geron Corporation” adında bir şirket tüm çalışmalarını Telomeraz genlerinin “emekli olmaması” üzerine yoğunlaştırmış ve çok önemli aşamalar kaydetmiştir. 1997 yılında bu işi başardığını açıkladığında, Geron şirketinin hisseleri borsada birkaç kat prim yaptı. Bu genetik araştırmalar şirketi, yüzlerce kez kopyalandıktan sonra kromozom uzunluğu değişmeyen hücreler üretmeyi sağlamış durumda. Örneğin sirke sineklerinin ömrünü iki katına çıkarmayı başarmıştır.

     Harley’ye göre, ortalama insan yaşamını 150 yıla çıkarmamız şu anda mümkündür. Fakat bu teknolojinin de etik tartışmaları tüm şiddetiyle sürmektedir.

     - Siz bu ömür uzatma çabalarını ahlâkî açıdan doğru buluyor musunuz?

     - Evet, buluyorum; çünkü Telomerleri onaran genlerinin doğumdan sonra da açık kalmasını sağlayan sistem, hücre bölünmelerinin ve çoğalmalarının önüne geçecek bir yöntem için de kullanılabilir. Böylece belli bir sayıya ulaştıktan sonra bölünme sayısını kaçıran ve bölünmeye devam edip çoğalan kanser hücrelerinin önüne geçilebilir. Bir başka yararı damar sertliğini önlemektir. Şöyle ki: Bacaklarımızdaki kan damarlarının kromozomlarına bakarsanız, bunlar kalpten çıkan arterlerin kromozomlarından daha uzundur. Çünkü, kalp damarları, kalpten hızla çıkan kanın basıncına ve serbest radikallere sürekli maruz kaldıkları için çabuk yıpranırlar ve sık sık yenilenirler. Her yenilenme yeni kopya ve daha kısa Telomer demektir. Kısa Telomer de yaşlanma demektir. O nedenle insanlar damar sertliğinden değil, arter duvar bozukluklarından ölürler. Bunu düzeltme şansını yakalamışken neden uygulamayalım? Kaldı ki yaşlanmayı önlemek her insanın en büyük arzularından biridir.

     - Fakat bu görüşün karşısavı diyor ki: “Dünyada zaten haddinden fazla insan var. Uzun yaşamak bu sayıyı daha da arttıracaktır. Ayrıca, önemli olan kaliteli yaşamaktır. 150-200 yıl yaşamaktansa, sağlıklı ve verimli kısa bir ömür yaşamak daha iyidir.”

     - Efendim, bence bunlar popülist yaklaşımlardır ve hayal gücünden yoksun yorumlardır. Bir olayı değerlendirirken, zihnimizde onu kendi koşulları içinde oluşturarak düşünürsek, analizlerimiz daha gerçekçi ve mantıklı olur. Ben insanların 150 yaşında kadar yaşayabilecekleri bir dünyayı hayal ettiğimde büyük heyecanlar yaşıyorum. Düşünsenize, genetik mühendislik sayesinde hastalıkların olmadığı, insanların genç ve dinamik yaşadığı ve beyinlerinde yüz yıl boyunca biriken devasa bilgi ve deneyim arşivlerini kullanabildikleri bir dünyada cehalet denen şeye yer olabilir mi? Akıl yolunun izlendiği ve erdemin kök saldığı bir dünyada, insanlar elbette artan insan nüfusuna bir çare bulacaklar ve belki de herkes kendi yerini dolduracak yalnız bir çocuk yaparak, dünya nüfusunu sabit tutacaktır. O evredeki koşullar içinde şu an hayal edemeyeceğimiz çok daha farklı çözümler üretilecek ve sağduyu mutlaka hâkim olacaktır.

     - Fakat beyin hücreleri yenilenmiyor ve ölen nöronların yerine yenileri gelmiyor. 150 yıllık bir beyin, bu dediklerinizi yapabilecek mi?

     - Kulağa hoş gelen bu soru, biraz bilgi eksikliği içeriyor. Bakınız, beyindeki hücre ölümleri sayı bakımından fazla görünebilir; ama yüz milyar gibi yüksek rakamlı bir nöron sayısı yanında bunu önemsemeyebilirsiniz. Zira 100 yıl boyunca ölen hücreler oran olarak beynin yüzde 10’unu bile zor bulur..

     Kaldı ki beyin sadece nöron denen sinir hücrelerinden oluşmamıştır. Nöronların miktarından kat kat fazla Glia hücreleri var beyinde. Bunlar birbiri ardından yenilenen ve önemli görevleri olan hücrelerdir. Nörologia da denen bu hücreler 5 tiptir: Bazıları (Astrosit) kan damarlarının etrafını sararak, beyin ve damar arasına bir duvar gibi dizilirler. Bazıları (Ependimal) beyin sıvısı üretme işine yardımcı olurlar. Bazıları (Mikroglia) beyni zararlı bakterilerden ve enfeksiyonlardan korurlar. Ve bazıları da (Oligodendrokit ve Schwann) nöron uzantıları olan aksonların etrafında miyelin denen koruyucu bir tabaka oluştururlar.

     İşte bu 5 tip hücrenin yenilenmesi ve yaşlanması beyinde fonksiyon kayıplarına yol açar. Fakat biz Telomerleri tamir eden Telomerazların üretilmesini sağlarsak, bu yaşlanma gerçekleşmeyecek ve beyin de genç kalacaktır.

     - Bizim gibi uzun yaşayan pek çok hayvan var. Bunların çoğu cüsseli hayvanlar. Büyük gövde demek, daha çok kopyalama demek ve daha kısa kromozom demektir. Dolayısıyla aslında balina ve fil gibi hayvanların çabuk yaşlanıp, erken ölmesi gerekiyor. Ama durum böyle değil. Bu bulgu, Telomer teorisini çürütmüyor mu?

 

UZUN ÖMÜRLÜ İNSANLARIN GENETİK SIRRI

 

     - Önce bir yanlışlığı düzeltelim... Telomerlerin varlığı bir teori değil, kanıtlanmış bilimsel bir bulgudur. Fillere gelince... Şimdi size çok şaşırtıcı bir görüşü ifade etmek istiyorum:

     Ömür dediğimiz şeye zaman denen o göreceli olgu açısından bakarsanız, bu düşünce doğru görünür ve siz de haklı olarak bu soruyu sorarsınız. Fakat aslında bazı küçük hayvanlar da uzun yaşıyor. Örneğin, kaplumbağalar ve salyangozlar... Ne var ki ömür denen şeye bir başka pencereden daha bakma olanağı var. O da şu:

     Hayvanların ömür boyu süren kalp atışlarını sayarsanız, birçoğunun aynı sayıdaki kalp atışından sonra öldüğünü görürsünüz. Yavaş hareket eden hayvanlar uzun; ama hızlı hareket edenler kısa yaşarlar. Kış uykusuna yatanlar da nispeten uzun yaşarlar. Demek ki ömür denilen yaşam süresi, kalp atışı sayısı ile ters orantılıdır. Tabiî, her düşüncede olduğu gibi, bu bakış açısında da istisnalar var; örneğin son derece hiperaktif davranan ve kalbi makineli tüfek gibi atan farelerin ömrü 3 yıldır, ama yarasalar 30 yıl ve kuşlar büyüklüklerine oranla çok daha uzun yaşarlar ve kalp atışları da oldukça hızlıdır.

     - Demek oluyor ki yavaş hareket eden ve kış uykusuna yatan hayvanların hücreleri çabuk yıpranmadığı için sık sık yenilenmiyor ve o nedenle de telomerleri hemen kısalmıyor. Ama bu yorum, yavaş yaşayan ve çok uyuyan, fakat genç ölen insanların durumunu pek açıklamıyor, değil mi?

     - Burada gene bir başka gerçek rol oynuyor: Telomerlerin uzunluğu...  

     Her insanda kromozom uzunlukları farklıdır. Bazı insanların Telomerleri 6 bin harften oluşur, bazılarınki 8, bazıların ki ise 10 bin kadar olabilir. Bunların ortalaması 7 bindir. Bu da ortalama 73 yaşa denk gelir. Dünya yaş ortalaması da bu rakamdır zaten. O nedenle, Telomerleri uzun olan insanların daha uzun yaşadığı görüşü bilim adamlarınca yaygın bir kabul görmüştür.

    İşte size “Mutlak Kader” olarak kabul edilen yaşam süresinin genlere yazılmış sırrı...

Benzer Yazılar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yaz...

İsim :